Memede tüberküloz, tıbbi literatürde oldukça nadir rastlanan
ve gelişmekte olan ülkelerde daha sık karşılaşılan bir ekstrapulmoner (akciğer
dışı) tüberküloz formudur. İlk olarak 1829 yılında Sir Astley Cooper tarafından
tanımlanan bu hastalık, dünya genelinde akciğer tüberkülozunun yaygınlığına
rağmen meme dokusuna olan etkisi bakımından nadir görülür. Genellikle doğurgan
yaştaki 20-40 yaş arası kadınlarda ortaya çıkan meme tüberkülozu, ciddi bir
enfeksiyon hastalığıdır ve çoğunlukla gecikmiş tanı alabilmektedir. Bu nedenle,
hastalığın belirtilerinin iyi tanınması ve doğru bir şekilde değerlendirilmesi,
erken tanı ve tedavi için büyük önem taşır.
Meme Tüberkülozunun Nedeni ve Görülme Sıklığı
Memede tüberküloza neden olan etken sıklıkla Mycobacterium
bovis bakterisidir. Ancak nadiren Mycobacterium tuberculosis de bu
enfeksiyona sebep olabilir. Mycobacterium tuberculosis, daha yaygın olarak
akciğer tüberkülozuna neden olurken, bu bakteri memede enfeksiyon
oluşturduğunda hastalık nadir görülür ve tanısı zor olabilir. Akciğer
tüberkülozu olan kişilerde meme tüberkülozu görülme oranı oldukça düşükken,
meme tüberkülozu teşhisi konulan hastaların %60’ında, hastalığın meme dışındaki
diğer organlara da yayıldığı tespit edilmiştir. Bu olgulara “sekonder meme
tüberkülozu” adı verilir. Primer (birincil) meme tüberkülozu ise meme dokusuna
dışarıdan direkt bulaşla gelişir ve nadir olarak gözlenir.
Meme Tüberkülozunun Klinik Belirtileri
Meme tüberkülozunun klinik belirtileri, özellikle diğer
memede görülen iyi huylu veya kötü huylu tümörlerle karıştırılabileceği için
tanı koymada güçlükler yaratır. En yaygın belirti meme dokusunda kitle
oluşumudur. Bu kitleler genellikle ağrılı olabilir ve zamanla büyüyebilir. Meme
tüberkülozunda kitleler genellikle tek bir bölgede sınırlı olmayıp, yaygın bir
inflamasyon tablosu ile birlikte görülür. Kitlelerin yüzeyi ülserasyon
(deride yaralar) gösterebilir, ancak her zaman bu ülserasyon mevcut
olmayabilir. Memedeki bu kitleler genellikle sert yapılıdır ve cilde yapışık
olabilir.
Aşağıda meme tüberkülozunun en yaygın belirtileri
sıralanmıştır:
Meme
Dokusunda Kitle: En yaygın belirti olup, meme içinde sert ve ağrılı
bir kitle şeklinde hissedilir.
Ağrı:
Meme tüberkülozunda kitlelerle birlikte ağrı da sık görülen bir
belirtidir. Ağrı genellikle derin dokularda hissedilir ve sürekli bir
rahatsızlık yaratabilir.
Meme
Derisinde Ülserasyon: Enfekte bölgede ciltte açılan yaralar ve
ülserler olabilir. Bu yaralar genellikle uzun süre iyileşmez ve
enfeksiyonun yayılımına işaret eder.
Şişlik
ve Lenf Bezi Büyümesi: Özellikle koltuk altında ve meme çevresindeki
lenf bezlerinde büyüme görülebilir.
Ciltte
Kızarıklık ve Şişlik: Enfekte meme dokusu çevresinde ciltte
kızarıklık, şişlik ve sıcaklık artışı olabilir. Bu belirtiler meme absesi
gibi diğer enfeksiyonlarla karışabilir.
Akıntı:
Nadir olarak, meme ucundan iltihaplı veya kanlı akıntı da görülebilir. Bu
durum, memedeki apsenin boşalmasına işaret edebilir.
Meme Tüberkülozunun Tanısı
Meme tüberkülozu tanısı, klinik belirtilerle birlikte
radyolojik ve laboratuvar incelemeleriyle konur. Ancak meme tüberkülozu tanısı,
diğer meme hastalıkları ile benzer belirtiler göstermesi nedeniyle oldukça zor
olabilir. Meme kanseri ile karışabileceği için kesin tanı konulması önemlidir.
Mamografi:
Meme dokusundaki kitlelerin değerlendirilmesinde mamografi sıkça
kullanılan bir yöntemdir. Ancak meme tüberkülozunun mamografik bulguları
özgül değildir ve genellikle meme kanseri ile karışabilir. Bu nedenle
mamografi tek başına tanı koymada yeterli değildir.
Ultrasonografi:
Meme ultrasonu, kitlelerin yapısını değerlendirmek ve kitlenin sıvı içerip
içermediğini anlamak için kullanılır. Meme tüberkülozu vakalarında,
genellikle kistik yapılar ve çevresinde kalınlaşmış duvarlar görülebilir.
Biyopsi:
Kesin tanı için en önemli yöntemlerden biri biyopsidir. Memede oluşan
kitlenin biyopsisi yapılarak, patolojik inceleme ile Mycobacterium
tuberculosis varlığı saptanabilir. Biyopsi sonuçları meme tüberkülozunun
doğrulanmasında belirleyicidir.
Balgamda
ARB Testi: Meme tüberkülozu olan hastaların %60’ında başka organlarda
da tüberküloz enfeksiyonu bulunabilir. Akciğer tüberkülozunu
değerlendirmek için balgamda aside dirençli basil (ARB) testi yapılır.
Tüberküloz
Kültürü: Hastalığın kesin tanısını koymak için kültür yapılır. Bu
süreç, mikrobakterilerin laboratuvar ortamında üretilmesini içerir ve
birkaç hafta sürebilir.
PPD
Testi (Tüberkülin Deri Testi): Vücutta tüberküloz bakterisi ile
geçmişte temas olup olmadığını göstermek için PPD testi yapılabilir. Ancak
bu test tüberkülozun aktif olup olmadığını göstermez.
Tedavi ve Takip
Meme tüberkülozu, genel tüberküloz tedavi protokollerine
uygun olarak tedavi edilir. Tüberküloz tedavisinde standart dört ilaçlı tedavi
(izoniazid, rifampisin, pirazinamid ve etambutol) genellikle altı ay süreyle
uygulanır. Tedaviye erken başlanması, hastalığın seyrini kontrol altına almak
için önemlidir.
İlaç
Tedavisi: İlk iki ay boyunca dört ilaçlı kombinasyon tedavisi
uygulanır. Bu dönemde hastanın düzenli olarak ilaçlarını alması ve doktor
kontrollerini aksatmaması önemlidir. İlaç tedavisinin toplam süresi
genellikle altı aydır, ancak hastalığın yaygınlığına ve tedaviye yanıtına
göre bu süre uzatılabilir.
Cerrahi
Müdahale: İlaç tedavisine ek olarak, bazı durumlarda cerrahi müdahale
gerekebilir. Meme tüberkülozunda oluşan apseler veya ülserler, cerrahi
olarak drenaj gerektirebilir. Ayrıca, ilaç tedavisine yanıt vermeyen
kitlelerde cerrahi rezeksiyon (kitlenin çıkarılması) gerekebilir.
Düzenli
Kontroller: Tedavi süresince hastaların düzenli olarak kontrol
edilmesi ve tedaviye yanıtlarının izlenmesi önemlidir. Tedavi sırasında
hastaların akciğerlerinde de tüberküloz varlığı kontrol edilmelidir.
Özetlemek Gerekirse
Meme tüberkülozu nadir görülen bir enfeksiyon hastalığıdır
ve tanısı zor olabilir. Genellikle 20-40 yaş arasındaki doğurgan kadınlarda
daha sık rastlanır. Meme tüberkülozunun klinik belirtileri, kitle oluşumu,
ülserasyon, ağrı ve lenf bezlerinde şişlik gibi bulgularla kendini gösterir.
Tanı için mamografi, ultrasonografi, biyopsi ve laboratuvar testleri
kullanılır. Tedavide standart tüberküloz ilaçları uygulanır ve cerrahi müdahale
gerektiğinde tercih edilir. Erken tanı ve tedavi ile meme tüberkülozu başarılı
bir şekilde tedavi edilebilir.
Memede tüberküloz, tıbbi literatürde oldukça nadir rastlanan ve gelişmekte olan ülkelerde daha sık karşılaşılan bir ekstrapulmoner (akciğer dışı) tüberküloz formudur. İlk olarak 1829 yılında Sir Astley Cooper tarafından tanımlanan bu hastalık, dünya genelinde akciğer tüberkülozunun yaygınlığına rağmen meme dokusuna olan etkisi bakımından nadir görülür. Genellikle doğurgan yaştaki 20-40 yaş arası kadınlarda ortaya çıkan meme tüberkülozu, ciddi bir enfeksiyon hastalığıdır ve çoğunlukla gecikmiş tanı alabilmektedir. Bu nedenle, hastalığın belirtilerinin iyi tanınması ve doğru bir şekilde değerlendirilmesi, erken tanı ve tedavi için büyük önem taşır.
Meme Tüberkülozunun Nedeni ve Görülme Sıklığı
Memede tüberküloza neden olan etken sıklıkla Mycobacterium bovis bakterisidir. Ancak nadiren Mycobacterium tuberculosis de bu enfeksiyona sebep olabilir. Mycobacterium tuberculosis, daha yaygın olarak akciğer tüberkülozuna neden olurken, bu bakteri memede enfeksiyon oluşturduğunda hastalık nadir görülür ve tanısı zor olabilir. Akciğer tüberkülozu olan kişilerde meme tüberkülozu görülme oranı oldukça düşükken, meme tüberkülozu teşhisi konulan hastaların %60’ında, hastalığın meme dışındaki diğer organlara da yayıldığı tespit edilmiştir. Bu olgulara “sekonder meme tüberkülozu” adı verilir. Primer (birincil) meme tüberkülozu ise meme dokusuna dışarıdan direkt bulaşla gelişir ve nadir olarak gözlenir.
Meme Tüberkülozunun Klinik Belirtileri
Meme tüberkülozunun klinik belirtileri, özellikle diğer memede görülen iyi huylu veya kötü huylu tümörlerle karıştırılabileceği için tanı koymada güçlükler yaratır. En yaygın belirti meme dokusunda kitle oluşumudur. Bu kitleler genellikle ağrılı olabilir ve zamanla büyüyebilir. Meme tüberkülozunda kitleler genellikle tek bir bölgede sınırlı olmayıp, yaygın bir inflamasyon tablosu ile birlikte görülür. Kitlelerin yüzeyi ülserasyon (deride yaralar) gösterebilir, ancak her zaman bu ülserasyon mevcut olmayabilir. Memedeki bu kitleler genellikle sert yapılıdır ve cilde yapışık olabilir.
Aşağıda meme tüberkülozunun en yaygın belirtileri sıralanmıştır:
Meme Tüberkülozunun Tanısı
Meme tüberkülozu tanısı, klinik belirtilerle birlikte radyolojik ve laboratuvar incelemeleriyle konur. Ancak meme tüberkülozu tanısı, diğer meme hastalıkları ile benzer belirtiler göstermesi nedeniyle oldukça zor olabilir. Meme kanseri ile karışabileceği için kesin tanı konulması önemlidir.
Tedavi ve Takip
Meme tüberkülozu, genel tüberküloz tedavi protokollerine uygun olarak tedavi edilir. Tüberküloz tedavisinde standart dört ilaçlı tedavi (izoniazid, rifampisin, pirazinamid ve etambutol) genellikle altı ay süreyle uygulanır. Tedaviye erken başlanması, hastalığın seyrini kontrol altına almak için önemlidir.
Özetlemek Gerekirse
Meme tüberkülozu nadir görülen bir enfeksiyon hastalığıdır ve tanısı zor olabilir. Genellikle 20-40 yaş arasındaki doğurgan kadınlarda daha sık rastlanır. Meme tüberkülozunun klinik belirtileri, kitle oluşumu, ülserasyon, ağrı ve lenf bezlerinde şişlik gibi bulgularla kendini gösterir. Tanı için mamografi, ultrasonografi, biyopsi ve laboratuvar testleri kullanılır. Tedavide standart tüberküloz ilaçları uygulanır ve cerrahi müdahale gerektiğinde tercih edilir. Erken tanı ve tedavi ile meme tüberkülozu başarılı bir şekilde tedavi edilebilir.
Yorumlar
Yorum Gönder